İngiltere'de ölüm cezasına çarptırılan ya da uzun süreli ağır cezalara mahkum olan yüzlerce kişi, adaletin yerini bulmasını beklerken ruhsal sağlığının etkileriyle mücadele etmek zorunda kalıyor. "Ölüm sırası" olarak adlandırılan bu durum, mahkumların ruh sağlığı üzerinde derin izler bırakan bir kriz haline dönüşmüş durumda. Uzmanlar, bu durumun sadece hapisteki mahkumların değil, toplumun genel ruh sağlığı üzerinde de olumsuz etkilere yol açabileceği konusunda uyarıyor.
İngiltere'de "ölüm sırası" olarak bilinen olgu, özellikle ciddi suçlardan hüküm giymiş mahkumların şanssızlığı olağanüstü bir şekilde artırdığı bir süreçtir. Hüküm giyenler, bazen yıllar boyunca cezasının infazı için beklemek zorunda kalabilirler. Bu süreç, zihinsel sağlık sorunlarına yol açarak, kaygı, depresyon ve panik atak gibi belirtilerin artmasına neden olur. Mahkumların yaşadığı belirsizlik ve çaresizlik, uzun süreli yalıtımın etkisiyle birleşince, ruhsal çöküşün eşiğine gelmelerine sebep olabilir.
Psikologlar, hapisteki mahkumlar arasında "ölüm sırası" yaşayanların intihar oranlarının genel hapishane popülasyonuna göre daha yüksek olduğunu vurguluyor. Uzun süreli zorunlu yalıtım, bireylerin sosyal bağlarını kopararak ruh sağlığında ağır hasarlara yol açabiliyor. Bu durum, hem mahkumların hem de onların ailelerinin yaşadığı travmalarla birleşince toplumsal bir kriz halini alıyor.
Ölüm sırası bekleyen bireylerin ruhsal sağlık sorunlarının topluma etkisi göz ardı edilemez. Yakınlarının cezaevinde bekleyen aile üyeleri, sürekli olarak kaygı ve belirsizlik içinde yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu süreç, aile dinamiklerini bozarak, hem duygusal hem de finansal stres yaratıyor. Ailelerin yaşadığı bu zorluk, toplumda eşitsizlik ve adalet arayışındaki çelişkileri daha da derinleştiriyor.
Uzmanlar, ölümü bekleyen mahkumların sayısının artmasıyla birlikte, ruh sağlığı hizmetlerine ihtiyacın da keskin bir şekilde arttığını vurguluyorlar. Türkiye'de ruh sağlığı hizmetleri genellikle yetersiz kalmakta ve bu tahammülsüz ortamda, ruhsal travmaların tedavi edilmesi için gereken psikolojik destekler sağlanamamaktadır. İngiltere'deki uzmanlar, devletin bu durumla başa çıkabilmesi, mahkumların ruh sağlığına önem vermesi ve uygun tedavi yöntemleri geliştirmesi gerektiğini dile getirmektedir.
Sonuç olarak, İngiltere'deki "ölüm sırası" durumu, ruh sağlığı üzerinde ciddi sorunlara yol açmakta ve mahkumları derin bir belirsizlik içinde bırakmaktadır. Bu durum yalnızca mahkumları değil, onları seven aile üyeleri ve toplumun genel sağlığı üzerinde de büyük etkilere yol açmaktadır. Bu krizin aşılabilmesi için gerekli adımlar atılmadığında, hem mahkumların hem de toplumun ruh sağlıkları ciddi anlamda tehlikeye girebilir.