28 Ekim 2023 tarihinde Kütahya'da meydana gelen 4,5 büyüklüğündeki deprem, vatandaşlar üzerinde derin etkiler bıraktı. Depremin hemen ardından sosyal medyada yayılan paylaşımlar, insanlar arasındaki kaygı, panik ve endişe duygularını açığa çıkardı. Depremler, fiziksel sağlık üzerindeki etkilerinin yanı sıra psikolojik sağlığı da önemli ölçüde etkileyen doğal olaylardır. Sıklıkla yaşanan bu tür olaylar, bireylerde travma, anksiyete ve stres bozuklukları gibi sorunlara yol açabiliyor. Kütahya'daki deprem sonrası yaşanan psikolojik etkileri incelemek, hem bu süreçle başa çıkmak hem de gelecekte benzer durumlarla baş edebilmek adına büyük önem taşıyor.
Depremler, bireylerin yaşamlarını alt üst eden olaylardır. Kütahya’daki depremin ardından yerel halkın maruz kaldığı psikolojik etkiler, paniğin, belirsizliğin ve korkunun toplumda yayılmasıyla kendini gösterdi. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve daha hassas bireyler, bu tür olaylardan daha fazla etkilenebiliyorlar. Depremin ardından, insanlar kendilerini güvende hissetmekte zorlanabiliyor, günlük yaşamlarına adapte olmakta sıkıntılar yaşayabiliyorlar. Psikolojik travma belirtileri arasında uykusuzluk, konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik hali, kaygı ve korku duyguları yer alıyor. Bireyler, eve döndüklerinde veya bir gürültü duyduklarında yeniden depremin olacağına dair korkular besleyebiliyorlar. Bu endişeler, yaşanan felaketin izlerini taşımalarına neden oluyor ve hatta sosyal izolasyona sebep olabiliyor.
Yaşanan depremin ardından toplumda oluşan birlik ve beraberlik hissi, psikolojik iyileşme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Kütahya'da, deprem sonrası birbirine destek olan insanlar, bu tür zor süreçleri daha kolay atlatabilmekte. Aile içindeki dayanışma, komşuluk ilişkileri ve sosyal destek, depremzedelerin yaşadığı travmanın etkisini azaltmada büyük önem taşır. Kriz anlarında bir araya gelmek, toplumsal dayanışma ile bireylerin kendilerini daha güvende hissetmelerine olanak tanır. Bu durum, aynı zamanda psikolojik desteğin önemini de gözler önüne seriyor. Profesyonel yardım almak, yaşanan duygusal zorluklarla başa çıkmak için gerekli olabilir. İyileşme sürecinde psikologlardan ve terapistlerden alınacak eğitimler, bireylerin bu tür travmatik olayların etkilerini daha kolay bir şekilde atlatmalarına yardımcı olacaktır.
Kütahya'daki deprem, sadece fiziksel hasarın ötesinde, toplumsal ruh sağlığı üzerinde de derin izler bırakmıştır. Bu tür travmatik olaylar sonrasında psikolojik destek hizmetlerinin arttırılması, depremzedelerin daha sağlıklı bir şekilde süreci atlatmalarını sağlayacaktır. Yerel yönetimlerin ve toplumun bu konu üzerine eğilmesi, bireylerin olayın etkilerini daha az hissetmelerine ve yaşamlarına normal bir şekilde devam edebilmelerine yardımcı olabilir. Deprem gibi doğal afetler, hayatımızın bir gerçeği, dolayısıyla bunlarla baş edebilme yöntemlerini geliştirmek de bireysel ve toplumsal bir sorumluluk haline gelmiştir.
Kütahya’daki son depreme dair gelişmeleri takip ederken, bu durumun psikolojik etkilerini göz ardı etmemek, hem kişisel hem de toplumsal anlamda önemli bir adım olacaktır. Kaygı ve endişe ile başa çıkabilmenin yollarını aramak, psikolojik destek almak, toplumsal dayanışmayı güçlendirmek, gelecekte benzer olaylarla karşılaşan bireylere daha sağlıklı bir yaklaşım geliştirme fırsatı sunabilir. Kütahya'daki deprem, bizlere birbirimizin psikolojik sağlığına da dikkat etmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Bireylerin ve toplumun bu tür travmalara karşı dayanıklılığını artırmak için yapılacak çalışmalar, gelecekte deprem gibi olaylarla başa çıkmanın kapılarını aralayacaktır.