Hayatın içindeki gizli tehlikeler, bazen sıradan belirtilerle kendini gösterebilir. Özellikle soğuk algınlığı gibi yaygın hastalıklar, birçok insanın dikkate almadığı veya önemsemediği belirtilerle doludur. Ancak, bir kadın yaşadığı sağlık sorunlarıyla ilgili başvurduğu doktorlardan beklediği cevapları alamayınca, durumu daha vahim bir noktaya ulaştı. Soğuk algınlığı belirtileriyle başlayan süreç, nihayetinde kendisine kanser teşhisinin konulmasıyla sonuçlandı. İşte bu korkutucu hikayenin detayları.
39 yaşındaki Leyla, başından geçenleri şöyle anlatıyor: “Kış mevsimi geldiğinde, soğuk algınlığının baş göstermesi benim için hiç de alışılmadık bir durum değildi. İş yoğunluğu ve stres nedeniyle bağışıklık sistemim zayıflamıştı, bu yüzden sık sık hastalanıyordum. İlk önce basit boğaz ağrısı ve burun akıntısıyla karşılaştım. Başlangıçta bununla pek ilgilenmedim, çünkü sıcak çay ve dinlenme ile geçeceğini düşündüm.” Leyla, günler geçtikçe yaşadığı belirtilerin artmasıyla birlikte doktora gitmeye karar verdi. İlk muayenesinde doktoru, onun gribal enfeksiyon geçirdiğini söyledi ve dinlenmesi gerektiğini önerdi. Eğer belirtiler birkaç hafta içinde geçmezse, tekrar gelmesini tavsiye etti.
Ancak Leyla’nın durumu, beklenenden çok daha ciddi bir hale girdi. İlk muayeneden sonraki birkaç gün içinde, ateşi yükseldi ve aşırı yorgunluk hali yaşamaya başladı. Baş ağrısı, iştahsızlık ve açıklanamayan kilo kaybı gibi farklı semptomlar da eklenince, Leyla doktoruna yeniden döndü. Ama yine aynı yanıtı aldı: ‘Yine bir grip geçiriyor olabiliriz.’ İkinci ve üçüncü ziyaretlerinde de teşhis değişmedi. Leyla, kendini çaresiz hissetti ve sonunda özel bir hastaneye gitmeye karar verdi. Bu hastanede kendisine kapsamlı bir tetkik yapıldı. Sonuçlar geldiğinde, doktoru Leyla’ya en zor haberi vermek zorunda kaldı: “Kansere yakalanmışsınız ve ne yazık ki durumunuz ileri safhada.”
Leyla, yaşadığı süreci şöyle anlatıyor: “Söylenenler karşısında şok oldum. Hiç beklemediğim bir şeydi. Benim gibi genç ve sağlıklı birinin kanser hastası olabileceği aklıma bile gelmemişti. Hemen tedavi sürecine başladık ama fark ettiğim o kadar çok şey oldu ki… Eğer belirtileri daha önceden ciddiye alsaydım, belki de bu aşamada olmayabilirdim.” Leyla’nın hikayesi, bize sağlık açısından atmamız gereken her adımda bilinçli olmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Son olarak, kanserin erken teşhisinin hayat kurtardığını ve bazı belirti ve bulguları görmezden gelmenin kötü sonuçlar doğurabileceğini unutmamalıyız. Leyla’nın yaşadığı dram, sağlık alanında dikkatli olmanın ve sağlığımızla ilgili en küçük belirtileri bile göz ardı etmememiz gerektiğinin altını çizmektedir. Soğuk algınlığına benzer basit hastalıkların ardında yatan ciddi sağlık problemleri, bazen hayatı değiştirebilir. Bu yüzden, kendimize ve vücudumuza iyi bakmanın yanı sıra, düzenli doktor kontrollerini de asla aksatmamalıyız.